22 Temmuz 2014 Salı




Unutulmuş,kütüphanenin  raflarında en popüler kitaplara gösterilen ilgi-alakadan nasibini alamamış kitaplar gibi aralarda kalmışcasına sessizliğe dalmış pek sevgili hezarfenin günlüğü.. Deniz kokulu bir rüzgar bozsun sesini şimdi. Gözüne pencereden çapraz vuran ilk ışık ile günaydın desin güneş,gülümseyerek uyan yeni sabahına olur mu.. Biraz miskin olduğun için hemen fırlamazsın yatağından sen,önce telefonundan(- "en sevdiğim" diye bir tanımlaman yoktur senin ama -) o sabaha çok yakışacak olan belki bir John şarkısı  açarsın,gözlerini kapatır ve gülümsersin.. Bir parça gülümseyiş ile yavaşça doğrulur ve  pencereye uzanırsın.Açılan pencere ile dünyadaki tüm denizlerin kokusunu içine çekmiş bir rüzgar çarpar yüzüne,sana en zarif,en naif şiirleri anımsatan,biraz  Jim'i biraz İncesaz'ı,bolca Karadeniz'i ve çokça İstanbul'u anımsatan bir rüzgar.. Uçuk mavi ve uçuk pembe ile karışan hayal bulutundan bir parça daha şekillenir dünyanda.. Denizle,umutla,ışıkla,özlemekle,sevgiyle,dinlemekle,yazmakla ve gitmekle dolu bir rüzgar dolar odana.. İşte böyle bir sabaha uyan olur mu hezarfen.